deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

17 Nisan 2024 - Çarşamba

Prof.Derya Yentür Yüreğim Çıplak Çocuk Ayakları

Prof.Derya Yentür Yüreğim Çıplak Çocuk Ayakları

Yazar - Doç Dr Derya Berrak
Okuma Süresi: 4 dk.
308 okunma
Doç Dr Derya Berrak

Doç Dr Derya Berrak

-
Google News
YÜREĞİM ÇIPLAK ÇOCUK AYAKLARI
Prof. Dr Derya Yentür
 
Başımı ne yana çevirsem onları görüyorum. Sırtlarında boylarından büyük çuvallarla yürüyorlar. Kirlenmiş ruhlarımızın karalığını taşıyorlar yüzlerinde. Çöpleri karıştırıyorlar, minicik parmaklarıyla mendil uzatıyorlar kimi zaman da su. Hatta birini tanıyorum içlerinde. Sokak köpekleriyle beraber tekmeleyip dükkândan atıyor arada ustası. Henüz on yaşında. Atılmadığı zamanlarda sanayide çalışıyor gündüzleri geceleri  de kitap satıyor alkollü mekanlarda. Şehrin yorgun bacaklarıyla yürüyor sokaklarda. Bacakları titriyor. Bacakları taşımıyor minik bedenin ağır yükünü. Caddenin ortasına atlıyor meydan okurcasına ölüme sonra, hepsi bir bozukluğa silmek için arabanın camlarını. Sahi siz de gördünüz mü onları? Kaç bozukluğa aldınız çocukluklarını? Peki ya ayakları? Ayaklarına baktınız mı hiç? İster yol kenarındaki tarlada ister metropolün ortasında olsunlar, çırılçıplak suistimale açık ayaklarına? Gördünüz mü onları, sadece acıdınız mı yoksa? İşçi çocuklardan bahsediyorum. Yüreğiniz kanadı mı hiç, ölüm haberini okurken bir sayfada? Çocuk Bayramını kutladınız mı bir çocuğun ayakkabınızı boyatarak. Okula giden yaşıtlarını, güzel elbiseler giyen ve çalışmak zorunda olmayan yaşıtlarını izlerken gözlerindeki hüznü minik başını eğdiği boya sandığına akıyordu. Görmek için baktınız mı? Bakmadıysanız bugün denemenizi öneririm. 
 
Aslında çocukların çalıştırılmasının çok eskilere dayandığı; hatta tarihin her döneminde çocukların çalışma hayatında yer aldığı görülmekte. Kısaca özetlemek gerekirse; Tarihöncesi dönemin başlarında (Paleolitik) çocuklar; avlanma, balık tutma ve hayvanları kapanla yakalama uğraşlarında bulunmuşlar; yerleşik düzene geçilmesiyle birlikte (Neolitik); ormanlarda, tarlalarda, ürünlere ve hayvanlara bakılmasında aile büyükleriyle birlikte çalışmışlardır. İnsanlık tarihinin dönüm noktası olarak kabul edilen Endüstri Devrimi’nden önce de çocukların çalıştığını görüyoruz. Ve sonrasında kırsal bölgede tarımla geçimlerini sağlayan aileler ya da kentlerin çevresinde faaliyet gösteren küçük işletme sahipleri varlıklarını koruyamayarak dağıldıklarında fabrikalara işçi olarak başvurmuşlar. Bu iş başvurusunda bulunanların büyük bir bölümünü ise çocuklar oluşturmuş. Bu aşamadan sonra da çocuk çalışması, çocuk işçiliğine dönüşmüş
 
BM Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), çocuk işçiliğini “Çocuğun yaşına ve işin türüne bağlı olarak, minimum çalışma saatini aşan ve çocuğa zararlı olan iş” olarak tanımlıyor. Aslında bu çocukların okulda değil de tarlada, sanayi de ya da sokakta başka işler yapıyor olması ne onların ne de onların ailelerinin bilinciyle ilgili bir mesele değil. Çocuk işçiliğinin yoksulluk, eğitim masraflarının yüksek olması ve bazı ailelerin eğitimi gereksiz görerek, çocuklarının erken yaşlarda çalışma hayatına atılmalarının tercih etmeleri, mevzuatlardaki eksiklikler ve işverenlerin çocuk iş gücü talebi gibi nedenleri var. Örneğin gezici ve geçici tarım işleri var, bunlar yaptıkları işin gelir getirmesi için bütün aile emeğinin devreye sokmak zorunda. Bu durum ise bilinçle ilgili değil, tamamen hayatta kalma meselesi. Bazı aileler için çocuklarını okula göndermek hala lüks çünkü. Onlar da çocuklarını okula göndermeyi biliyorlar ama maddi koşulları buna el vermiyor. Çocuk İşçiliği ile Mücadelede yapılması gereken şey bence bilinçlendirmek ya da farkındalık yaratmak değil; insanların temel yaşam koşullarını oluşturabilecek bir mekanizmaların hayata geçirilmesi olmalı.  Çünkü bu sorun farkındalıklarla değil eşitsizliklerin giderilmesi ile çözülebilir. Çözülmesi de gerekir. Zira, çocuk işçiliği geçekte suistimaldir, istismardır. Elbette, korunmasız ve gü
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları