27 Ekim 2023 - Cuma
Doç Dr Derya Berrak: Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı
Doç Dr Derya Berrak: Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı
Yazar - Doç Dr Derya Berrak
Okuma Süresi: 4 dk.
431 okunma
Doç Dr Derya Berrak
-Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı: İnançla Geleceğe!
Doç. Dr. Derya BERRAK
Cumhuriyetimizin 100. yılında, inancımızı ve kararlılığımızı yürekten kutluyoruz. Geleceğe birlikte yürüyeceğiz, Türk’ün Gücü; bu kutlu yolculukta!
Güneş batarken, bu büyük milletin tarih sahnesine çıkışı çarpıcı bir manzara olmuştu. Gökyüzü, daldığı kırmızı ve turuncu tonlarıyla bir yeni başlangıcın habercisiydi. I. Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı, toprakların işgal altında olduğu bir döneme işaret ediyordu. Ancak bu dönem, sadece acıların değil, aynı zamanda bir ulusun uyanışının başlangıcıydı.
Mustafa Kemal Atatürk, bu zorluğun üstesinden gelmek için büyük bir vizyonla donatılmıştı. Onun liderliğindeki bağımsızlık mücadelesi, sadece toprakların geri alınması için değil, aynı zamanda bir ulusun kimlik arayışı için bir adımdı. Bu mücadele, tarihsel bir dönüşümün ta kendisiydi. Cumhuriyet ilanı, 29 Ekim 1923 gecesi gerçekleşti.
Ay ışığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin doğduğu anı aydınlatıyordu. Yeni bir ulusun, yeni bir kimliği benimsediği andı. Öpüp alnımıza sürdüğümüz bayrağımızın kırmızısı kandı ve bundan tarih boyunca tüm Türk Anaları gururlandı. Şehitlerimiz, bugün gurur ve coşkuyla kutladığımız yüz yıllık destanımızın en gurur verici ve hüzünlü satırıdır. Bayrağımızdaki kutsal kırmızı, onların fedakarlığını, özgürlüğümüzün simgesini temsil eder; geçmişimizden aldığımız gücü ve yüksek ideallerimize olan bağlılığımızı hatırlatır. Her bir şehidimizin anısını yaşatır ve gelecek nesillere, vatan sevgisinin ne kadar büyük bir değer olduğunu öğretir. Onlar, bu toprakların eşsiz bekçileri ve Cumhuriyetimizin teminatıdır. Yüz yıl boyunca yazılan bu destanın kahramanları olarak, şehitlerimizi sonsuz minnet ve saygıyla anıyoruz.
Unutmayalım ki, ülkemiz felsefi ve sosyolojik açıdan büyük bir dönüşüm yaşadı. Cumhuriyet, sadece bir hükümet değişikliği değil, aynı zamanda ulusumuzun kimlik değişikliğiydi. Bu kimlik değişikliği, sosyal ve felsefi bir devrimin ürünüdür ve Türk milleti olarak tarihimizi ve geleceğimizi anlamamıza yardımcı olur. Türkiye'mizin 100. yılına baktığımızda, güneş batarken bir ulusun uyanışını sembolize eden çarpıcı bir manzara ortaya çıkar. Bu, bir öykü değil, aynı zamanda milletimizin ruhu ve kimliği ile ilgili bir gerçektir. Cumhuriyet, milletin özgürlüğünü ve eşitliğini savunduğu bir idealdir ve bu ideali yaşatmaya devam etmek, ülkemizin geleceğini şekillendirmek için hepimizin görevidir. Kimsenin kuşkusu olmasın, yüz yıl boyunca, bu vatanı korumak ve geliştirmek için gösterdiğimiz azim ve birlik, gelecekte de rehberimiz olacaktır.
Bu kutlu 100 yılda, milletimiz, çok sayıda zorlukla karşılaşsa da, hep ileriye bakmış ve geleceği inşa etmek için bir araya gelmiştir. Geleceğe güvenle yürüyoruz, çünkü tarihimizdeki bu büyük dönüşüm ve başarılar bize güç veriyor. Bayrağımızın kırmızısı, bu yolda gösterdiğimiz azmi ve kararlılığı temsil ederken, şehitlerimizin hatırası da bize ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Umarım bu yazı içimdeki coşku ve gurur ile beraber, Cumhuriyetimizin 100. yılının anlamını ve önemini yansıtmıştır. Çünkü bu yıl, sadece bir zaman dilimi değildir; Türk milleti olarak bizim, tarihimize ve geleceğimize bakış açısı sunmaktadır. Ne mutlu Türk'üm diyene, bu kutsal bayrağın altında birleşen milletimize ve Cumhuriyetimize sahip çıkan herkese!
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları