deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

29 Temmuz 2023 - Cumartesi

Doç Dr Derya Yentür: İmamoğlu'nu Erdoğan'a Benzetiyorum

Doç Dr Derya Yentür: İmamoğlu'nu Erdoğan'a Benzetiyorum

Yazar - Doç Dr Derya Berrak
Okuma Süresi: 6 dk.
1314 okunma
Doç Dr Derya Berrak

Doç Dr Derya Berrak

-
Google News
Sn. İmamoğlu’nu Sn. Erdoğan’a Benzetiyorum
 
Doç. Dr. Derya Yentür
Ülkemizde seçmenin oy verme tutumu ile ilgili yeterince sosyolojik çalışma yok. Ancak, olsun değil mi ki hepimiz depremin büyüklüğünü ve şiddetini kendi başımıza tespit edecek kadar uzman kesildik; bunu da konuşuruz elbet. Zira, son seçimlerde hiç de azımsanmayacak bir kesim iktidarın devamını istediği için değil; millet ittifakı tarafından kendilerine sunulanlara inanmadığı için, geçmişten gelen tozlu anılar hatırına, seçim listelerinin hayal kırıklığına bakarak tercihini Cumhur İttifakını destekleyecek şekilde yaptı. Öte yandan, muhalefete oy verenlerin içinde yine hiç de azımsanmayacak bir kitle de muhalefetin tavır ve tutumlarını çok beğendiklerinden değil sadece iktidarı değiştirmek adına oylarını Millet İttifakının yararına kullandı. Seçim sabahı bir bayram havasında düşüldü yollara. Herkes kendince vatanına sahip çıkıyordu. Hatırlıyorum şöyle bir bakmıştım da sandık başındaki kalabalığa, neredeyse hiç kimse mutlu görünmüyordu.
 
Ülkemizde hala iktidarın da muhalefetin de güven sağlayamadığı, mutlu edemediği kalabalık geniş bir tabaka var. Sanırım ben de bu gruba çok uzak değilim. Seçim öncesi ve sonrasında içimdeki memnuniyetsizlik geniyle nasıl baş etsem bilemedim. İki ileri, bir geri ritmine alışmışken, birdenbire küresel ısınmanın tam da ortasında buldum kendimi. Siyaset Bilimi ile ilgilenen dostlarımla da konuşuyorum. Kim sıkışmış hissetmiyor ki kendini? Kim partisinin şu anki durumundan sahiden memnun?  Devrik cümleme selam olsun! Biliyorum, hiçbir şey eskisi gibi değil. Orta direk bu küresel ısınmanın en başlarında eriyip gitmişti zaten. Siyasete para hâkim olmuştu. İdealler de nefse dönmüştü, partilerdeki örgüt bağlılığı ve adabı da …Seçim sonrası muhalefet partilerin sergilediği erimeler, beklediğimiz varlığı gösterememeleri bazılarımızı şaşırttı.  Herkes birbirini kolayca suçluyordu ama kimse gerçekten değişmiyor ya da değiştirmek için bir çaba göstermiyordu. İktidara da muhalefete de kırıldık. Küstük. Parti teşkilatlarında küstürülenlere çözümler aranmaya başlandı.
 
 
 
Geriye, kendimize sorduğumuz tek bir soru kaldı: Kabul edebiliyor muyduk? İktidarı da muhalefeti de değiştirememiştik. Kendi siyasi teşkilatlarımızı kurabilmiş miydik? Yönetebilmiş miydik? Pardon o siyasilerin işiydi; bizler sadece seçmendik. Kendimizi etkisiz eleman gibi hissetmeden, her yaşadığını olduğu gibi kabul etmeye çalışan bizlerdik.  Ülkemizde orta direk olarak nitelenen mazbut kesimi yeniden var edecek, üretim odaklı olarak fırsat eşitliği içerisinde, özgürlükleriyle, girişimciliğiyle birlikte, hepimizin amacının en büyük özgürlüğümüz olan vatanımız için en iyisini yapmak olduğunun idrakinde, evrensel değerlere olduğu kadar iyi huylu bir milliyetçiliğe sahip, lafa değil icraata dayanan uygulamalarla barış içinde yaşamamızı sağlayacak, güvenecek birilerini seçmeye çalışan; yarınlarına umutla bakabilmek isteyen bizlerdik. Bu hissiyattan, hissettiğimiz enerji düşüklüğünden, vazgeçtiğimiz siyasetten gerçekte hiçbir siyasi parti de tek başına suçlu değil. Ancak, önümüzdeki yerel seçimler adına bu durumun etkilerinin özellikle muhalefet partileri adına çok da olumlu gelişmeyeceğini düşünüyorum. Bu kez herkes elini çabuk tutmalı ve vaat etmek yerine hayata geçirmek üzere bir tutum göstermeli. Çünkü davranışlar daima sözlerden büyüktür. 
  Bugünlerde pek çok siyasi partide değişim konuşuluyor. Bunu en çok dillendiren ya da bizlerin en çok duyduğu Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Özgür Özel oldu. Kim hangi nedenle nereye aday olur ben de merak ediyorum. Eğer bir değişim olacaksa, bu değişim kiminle ve hangi kapsamda başlayacak? En azından bir seçmen olarak, muhalefet partilerinin hepsinde ciddi bir değişim gerektiğini görebiliyorum. Kastettiğimse sadece yeni yüzler değil; artık yeni bir söz söyleme vaktidir. Uygulamaya geçmenin vaktidir. İktidar partisinin teşkilatçı yapısı ve eğitimlerinin yanı sıra hala eksikleri görülmekte. Aynı sıkıntılar orada da mevcut. Belki bütün yük, hatta belli ki bütün yük Sayın Erdoğan’ın omuzlarında. Çünkü halka örgüt teşkilatından çok kendisi dokunuyor. Diğer parti tablarından kolayca oy almak üzere güzel manevraları var. Muhalefetin diğer kesimi kendi içerisinde birleşemediğinden ve küstürülmüş partilileri toparlayamadığından, herkes merkez sağ partisi olduğunu ilan ederek fotoğraf çektirirken; sağ görüşlü kesimin oyları da iktidar partisine gidiyor. 
 
 
Belki size ilginç gelecek ama ben Sayın İmamoğlu’nu Sayın Erdoğan’a benzetiyorum. Her ikisi de seçmen ile arasındaki mesafeyi uzak tutmamayı başarabildikleri için böyle hissediyor olabilirim. Ayrıca ağır kanlı değiller. Söylediklerini hayata geçirmekte seri hareket ediyorlar. Bu nedenle eğer CHP ‘de bir değişim olacaksa Sayın İmamoğlu’nun da bunun bir parçası olacağı fikrindeyim. Söyleyecek yeni bir sözü olup olmadığını bilmiyorum.  Sayın Özgür Özel ile birlikte erken hareket etmeleri muhakkak kendilerine bir avantaj sağlayacaktır. Ancak, CHP de gerçek lider kim? Bunu zaman gösterecek. Erken kalkan yol alır. Şüphesiz tüm muhalefet yeniden dizayn edilecek. Peki bu değişim yerel seçimler öncesinde mi gerçekleşir sonrasında mı? 
Akademik olarak değil, seçmen olarak fikrimi yazıyorum: Son seçimler tarihe geçecek, geçmelidir de… Daha çok siyaset sosyolojisi çalışılmasına ihtiyacımız var. Ne dersiniz?
 
 
 
 
 
 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları