bodrum escortlar beylikdüzü escort bayan

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

13 Şubat 2023 - Pazartesi

Sosyolog Ateş Giritlioğlu: SESİMİZİ DUYAN YOK MU?

Sosyolog Ateş Giritlioğlu: SESİMİZİ DUYAN YOK MU?

Yazar - Sosyolog Ateş Giritlioğlu
Okuma Süresi: 5 dk.
258 okunma
Sosyolog Ateş Giritlioğlu

Sosyolog Ateş Giritlioğlu

-
Google News
SESİMİZİ DUYAN YOK MU                                                              Ateş GİRİTLİOĞLU
Nerede bir can ölse oralı olur yüreğim.
 Olmalı da zaten.
Olmazsa insan olmaz yüreğim. (Anonim )
Yarattığınız canavarın altında kaldık, sesimizi duyan yok mu?
Her şey bahçelerimizden, yanı başımızdaki ip atladığımız, top oynadığımız alanlardan, karşımızdaki komşularımızdan vazgeçmekle başladı. Anlayamadık önce biz büyüdük o büyüdü, o bizden daha çok büyüdü. Sonrasında serpildi, yayıldı, kapladı her yeri, görmez oldu gözler o güzelim güneşi.
 Ciğerlerimiz de hissetmeyince temiz berrak havayı, zaman sonra anladık belki! Ama çok geçti artık sözün bittiği yerdeydik. Karanlık gecenin huzurlu sessizliğine teslim etmişken kendimizi, O zalim canavar yutuverdi uyuyan bedenlerimizi.  
Hareket edemedik, boğulduk, nefes alamadık, toz toprak olduk, yalvardık yakardık,  dışarı çıkamadık,   gözümüz kulağımız ile tüm hissiyatımız ile aradık,  ama bulamadık. Sesimizi duyan yok mu? Oysaki anamız sağımızdaydı, sol yanımızda ise babamız. 
Sahi neydi o aradığımız şey?
Sevgi mi, şefkat mi, neydi? Tutup altından çıkaracak bir el miydi?  O ele bağlanmış bir umut, plan, program mı,  yoksa organizasyon muydu?  Gözlerimizin aradığı,  neydi canavarın kollarının arasından içeriği sızan ışıkta aradığımız şey?
Belki Afad ile bir umut, belki Umke, Umke ile bir kurtuluş mu? Belki doktor,  doktor ile sağlık, afiyet miydi aradığımız? Halimizden en iyi anlayacak alın terinden helal kazanç akan o yürekleri parlak madencileri görmekti belki de yaşama tutunmak, belki de kara gözlü bir asker,    o gözlerdeki parıltıda umuda giden bir yol muydu? Yoksa güven mi O güneş gibi parlayan gözlerdeki şey?
Neydi canavarın altından dışarda duymak istediği kulaklarımızın, Kızılay mı? 
Yoksa onun dağıttığı sıcak bir çorbanın kaşık sesleri mi?
 Belki de dışarda kalan yakınlarımıza bir güvence, bekleyenlere biricik çadır,   orada onların sesini duymak, karartı da hayal mayal, onları orada görmek bizim için yaşama giden bir nefesti, belki de aradığımız şey.
Gecenin sessizliğini titreten sessimize bir dozer ile kararlı bir cevaptı belki, buradayız diye ambulansın siren sesleri, 
Kırıldı kolumuz kanadımız, dayanmadı soğuğa bedenlerimiz, siz helikopterler ile gökyüzünde keşif gezisi yaparken, tükendi yüreğimiz deki son nefesimiz. Kanatlandı ruhlarımız açılırken özgürlüğe,   sizin olsun artık umutlarımız, sizin.
Sahi neydi minareden yükselen o acı sesli salalarınız?  Ölmeden gömmek miydi bizi yoksa karınca kararınız.
Neredeydi geceleri dolaşan o bekçiler, nerede her şeyi bilen hacılar, hocalar, cübbeli, cübbesiz on binlerce imamlar. 
Sahi duyduk ciğeri dağlanan milletimizin sesini gök kubbenin altından, fısıltı ile kondu yanı başımıza Fatiha ile Yasinler. 
Yardım tırlarını gördük sanki yollarda freni yokmuş gibi uçarcasına, geldiklerini gördük çıldırmışçasına. 
Akın akın gelenleri gördük, çırpınışlarını molozların üstünde, acımızı gözyaşlarında, her şeyi çaresiz gayretlerinde gördük.
 Çabayı ise seslerinde, ‘’öldü her kes öldü, ölüme terk ettiler’’ diye ciğerinden konuşanları da gördük,  gördük bir fotoğraf karesine girmeye çalışanları da gördük, o fotoğraf karesi daha güzel çıksın diye geride bıraktığımız bir yavrumuzun üşüyen başını açanları da!
 Üzerimizde poz verip, duymadan sesimizi gidenler de gördük.
An gelir göz görmez seni senden başka, 
Gün gelir düşersin, bir el uzanmaz sana,
Karanlığın derinliğine,
Bizi bırakıp gidenleri de gördük, 
Dur gitme diyenleri de 
Mahşere kalsın hesabız, mahşere…
Sonrasında canlarımızdan can çıktı kanatlandı uçmak istercesine özgürlüğe;
Kimi verdi kolunu kanadını kimi o güzel saçlarını,   kimi bağrına basıp evladını kendi canından can verdi, işte böyleydi ana olmak böyleydi baba. Kimisi bıraktı hatıra bir tutam saçından yavrusunun minicik ellerine, yeter ki onlar yaşasın diyerek.
Anlasanıza artık canından vazgeçmekti işte, can için her şeyinden vazgeçmekti belki de, aradığımız şey.
Belki de falan değil, 
Ne sözdü, nede bir nefes, kesinkes devletti devlet, işte o aradığımız ses.
Artık,
Yazsın şairler Naat’ımızı 
Günahsızlar mevlit okusun,
Cenazemizi taşısın sabiler,
Yaksın, ağıtlar ciğeri pare nineneler 
Ağlasın, arkamızdan hak için çarpan yürekler,
Aksın, gözyaşları sel olsun,  yanan yüreklere deva olsun
Şimdi haydi buyurun gök kubbenin altındaki cenaze namazımıza…
Nasıl bilirdiniz? sorusuna 
Acı duyuyorsanız canlısınız, eğer başkalarının acısını duyuyorsanız insansınız ( Tolstoy)
Kulaklarına küpe, geride kalanlara bir söz olsun.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.