bodrum escortlar beylikdüzü escort bayan

deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

27 Şubat 2024 - Salı

Ateş Giritlioğlu; Aptallık Sanatı

Ateş Giritlioğlu: Aptallık Sanatı

Yazar - Sosyolog Ateş Giritlioğlu
Okuma Süresi: 9 dk.
180 okunma
Sosyolog Ateş Giritlioğlu

Sosyolog Ateş Giritlioğlu

-
Google News
APTALLIK SANATI 
Gustave Flaubert 1820 de, aptallığın, bencilliğin ve sağlığın mutlu bir yaşam için üç gereklilik olduğunu söyleyerek aptallığı sosyoloji literatürüne sokmuşmuş oldu. Daha sonra Dietrich Bonhoeffer alman bir teolok,  Naziler iktidara gelince onlara karşı başlattığı mücadelede ceza evinde kaldığı sürede aptallığın teorisini yazar. Aptallığın yarattığı kötülüğün, kötülüklerin en korkuncu olduğu fikrinden yola çıkarak aptallığın kökenlerini araştırır, bunun bireysel ve psikolojik bir maraz olmaktan çok sosyolojik olduğuna karar verir. Bireylerin, toplumun içinde iktidarın ihtiyacı olan aptallığa koyun sürüsü davranışı sonucunda yenik düştüğünü iddia eder. Diğer bir deyişle aptallığın doğuştan olmayıp zamanla iktidarların hipnotize ettiği yığınların birbirleriyle etkileşiminden çoğaldığını ileri sürer. Bu kitlelerin aralarında zeki insanlar olmasına rağmen bir noktadan sonra düşünme yetilerini ve farkındalıklarını yitirdikleri sonucuna varır. Kitleler özgürlüklerini kaybederek bir büyünün içinde yaşıyormuşçasına diktatörlerin ardından gittikleri sonucuna varır. Bu aptalların kimilerinin zeki insanlar da olduklarını gördüğünden aptallığın ahlaki bir sorun olduğu kanaatine varır. Bununla birlikte içsel özgürlüklerini kaybedenlerin de büyünün içine rahatça girdiğini saptar. Onun için kurtuluş, bireyin ahlaki sorumluluğunu hatırlayıp özgürlüğüne kavuşmasıyla olacaktır.
Sonrasında sahneye Carlo Cipolla çıkar, ekonomi tarihi profesörü olarak çalışırken 1976 da insanlığın varoluşsal en büyük tehdidi olarak algıladığı bir gücün temel yasalarını özetleyen bir makale de aptallığı ve yasalarını belirtir.  Bu makalede İnsanları dört gruba ayırıyordu. Saflar, zekiler, haydutlar ve aptallar.
Zekiler, hem kendilerini hem de diğer bireyleri olumlu etkilerler ve fayda sağlarlar.
Saflar, Aciz insanlar ise kendilerini olumsuz etkilerken diğer bireylere olumlu edecek kararlar verirler ve fayda sağlarlar
Haydurlar, kendilerine fayda sağlarken diğer bireylere zarar verirler
Aptallar, aptallar ise hem kendilerine hem de diğer bireylere zarar verir ve kayba sebep olurlar.
Aptal insanlar, kendilerine bir faydaları olmadığı gibi başkaları için de sorun yaratırlar ve toplumu bir bütün olarak aşağı çekerler. Ne yazık ki bir gücü temsil ederler. Aptal örneğin haydut gibi değildir, haydut kendisi için bir kazanç elde eder, aptal ise başkalarına bir kazanç sağlamadan zarar verir ve bu nedenle insanlara çok şey kaybettirir. Aptal, hem kendi hem de başkalarının menfaatine karşı çalışır. Aptallar, partiler veya ideolojik gruplar gibi örgütlü ve düzenli bir grup değildir ve liderleri yoktur. Ama aptallar görünmez bir el onları yönlendiriyormuş gibi uyum içinde çalışabilirler. Grubun her bir üyesinin etkinliği diğerlerinin etkinliğinin artmasına ve büyümesine katkıda bulunur. Yani, eylemlerinin sonuçları, bunu kastetmeseler de birbirini destekleyicidir.
Cipolla’ya  göre aptallığın beş kanunu vardı,
1) Toplumlar dolaşımdaki aptal sayısını her zaman kaçınılmaz şekilde hafife alırlar.
2) Bir bireyin aptal olma olasılığı bu kişinin diğer tüm kişisel özelliklerinden bağımsızdır
3) Aptal bir kişi, kendisi hiçbir kazanç elde etmeden ve hatta muhtemelen kayıplara maruz
kalırken başka bir kişiye veya bir gruba zarar verir.
4) Aptal olmayan insanlar, aptal bireylerin zarar verme gücünü her zaman hafife alırlar. Aptal
olmayan insanlar, her zaman, her yerde ve her koşulda aptal insanlarla uğraşmanın ve/veya İlişki kurmanın maliyetli bir hata olduğunu mutlaka unuturlar
5) Aptal biri en tehlikeli insan türüdür ve bir hayduttan da daha tehlikelidir. 
Cipolla’ya göre, “Her toplumdaki aptal oranı aynıdır. Farkı yaratan bunlara verilen pozisyonlardır.”. Yani, aptalları insanlığın en tehlikeli kategorisine dâhil eden şey, onların toplumda yukarıdan aşağıya doğru ne tür pozisyonları hangi düzeyde işgal ettikleridir. İşgal ne kadar fazlaysa toplumsal tahribat o kadar büyüktür. Çünkü aptallık, vahşi bir yolculuktur,  çoğu zaman vahşetle birlikte gelen bir felakettir. cipolla gelişmiş toplumların kaçınılmaz olarak zeki insanlar tarafından yönetildiğine ve bunların iktidarın önderlik ettiği örgütlü bir çabayla önce aptal insanların eylemlerini, davranışlarını ve arzularını etkisiz hale getirdiklerine inanıyor. Ancak aptal insanların yönetim kademesini bir ülkede ne kadar çok oranda işgal ederse o ülkede yıkımın çok fazla olacağını belirtiyor. Bazı yöneticiler ve iktidarın kendisi "aptalları çoğaltır" çünkü aptallar onun toplumu kontrol etmesine yardım ederler. Yani, ülkelerde ve toplumlarda daha çok olan aptallar ile daha az olan zekiler arasındaki mücadele vardır. Birinci grup ne zaman ikinciye baskın gelse, toplum geri kalmışlığa gömülür ve geri kalmışlık derinleşir. Çünkü bunun nedeni iyi bir fikir bile aptal bir zihne girdiğinde taşıyıcısı gibi aptalca bir şekilde hayata geçer. Aptal kişinin işgal ettiği otoriter makam, siyasi, ekonomik veya dini olsun toplumda sahip olduğu önemdir. İktidardaki konumu ne kadar yüksekse, verebileceği zarar da o kadar artar. Aptal insanlar beklenmedik bir anda, en uygunsuz ve beklenmedik yerlerde, en beklenmedik zamanda ortaya çıkarlar. Onlar kimsenin ekmediği bir tohumdur. Aptal insanı bir daha asla gerekçelerle ikna etmeye çalışmayacağız, çünkü bu anlamsız ve tehlikelidir. ( Benhofen). 
Bu tespitlerden sonra Benhofen’ ın Almanya’ sında aptallaşan alman halkının kendine ve topluma nasıl zara verdiğini Almayanın toptan yıkılması ile anlamış ve şimdide bir daha aptallaşmamak için çalışmaktadır.  Toplum Sosyolojisi de aynı matematik gibidir 2 +2 nasıl her zaman 4 ederse aynı verileri aynı şekli ile farklı toplumlarda bir araya getirirsen aynı sonuç bir başka toplumda da ortaya çıkar. Bunu Mussolini’ nin italya’ sında,  Sitalin’in Sovyetlerin’de, Tito’nun Yugoslavya’ sında da tüm özellikleri ile görebilirisiniz. Günümüzde Çin’de, Kuzey Kore’de nasıl temsil edildiğini bulabilirsiniz. 
Normalde, geri bir toplumda da, ileri bir toplumda da aynı oranında aptal olması gerekir. İki toplum arasındaki temel fark, aptallara verilen bu etkin konumdan ileri gelir. Bu durumda, bir de, toplumun aptal olmayan kesimleri içindeki,  Haydutlar ve saflar ile aptallar birleşirse normalin üzerinde bir oran ortaya çıkar aptal oranı yıkıcı bir güç haline dönüşür ve ülkelerde ve veya toplumlarda bunun sonucunda felakete sürüklenir yıkım çok derin olur.
Aptallık yönetimin her kademesin de bir alt gruba veya yönetilenlere karşı uygulanabilir her kademede sistematik aptallaştırma yapılabilir bir yönetimin felsefesi olabilir.  Evren sonsuzdur aptallıkta onunda beraber her çağda varlığını gösterir ve sonsuzluğa yelken açmış gibi milletler ve devletler içinden akıp geçer zaman biter Lakin yine de aptallık bitmez. Bitmiyor da, tanık olduğumuz gibi günümüzde. Gerçeğin çarpıtılmasıyla hipnotize edilmiş ve akli melekelerini yitirmiş insanlar, aptallaşmaya ve hayatlarımızı zindana çevirmeye devam ediyorlar, her zaman her yerde.
Tek tesellimiz her şeye rağmen bu hayatlarda Bonhoeffer , Cipolla gibilerinin varlığı",  aptallığı meslek haline getirenler onu ücret karşılığı yapmaz aptalların şeytanı propagandadır. Propaganda onları hipnotize eder. Aptallıkla mücadele için önce propagandayı ortadan kaldırmanız gerekir. 
"Bilge olmak öyle basit ki… Sadece aptalca bir şey söylemeyi düşün, sonra da onu söyleme. Sam levenson." Unutmayın "İnsanlar bilgisiz doğar, aptal değil; eğitilerek aptal olurlar. Bertrand Russell.
"Aptal ata binmiş bey oldum sanmış, şalgam aşa girmiş yağ oldum sanmış. Türk Atasözü
 
Not: bu yazı yazılmış bilimsel makalelerden alıntı içerir.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.