Gör Beni
Gör Beni
Gölge Sümer
-Gör beni
Gör beni,
Tuhaf ellerimden çıkan çıban artığı delikli sarkaçların,
su sızdırmaz saflığına sarılmış,
beyaz örtüde işli papatya deseninin,
bahar aldatan gülüşümle örtüştüğü gece yarısında çalan şarkının nakaratında tutuldu dilim.
Sarhoş naralarının yankılandığı duvarlara düşen gözlerimizin renginden dökülen tohumların filizlendiği ağaç dibindeki toprak,
kaç çocuk kahkahasıyla sulansa da,
boynunda hüzün tasmasıyla hareketlerine sırt dönmüş,
isyansız isyanlarda.
Kabul,
isyan ile baş eğme aynı safta dedikodu edercesine dudak oynatsa da,
ayaklarında sandalet görünümlü geçmiş açlıkları tırmanmaya çalışırken dökülüyor gözlerin göremediği umutlar yine ulu orta gizlilikte.
Ben diye başlayan cümlelerle uyuşmazlarmış,
hep bir bahaneyle yok sayarken beni,
Benden habersiz kurulurken o cümleler
ve beni bende kaybedip,
yeni bir ben diye yüz boyarken boydan boya,
savrulurken flaması zaferin,
Sudan el çıkarıp nefes bile almazken utanarak
ve sıkılarak dururken kızarıp nefessiz kalarak,
bunalarak boğulmaya ramak kalanın sancılarıyla
Ve sanrılarıyla beynin kıvrımlarında,
ki unutkanlıklarında,
üç ayaklı sabit sabrın,
tek ayağından vurarak,
yolarak saçlarının rüzgar kanadı,
vazgeçiyor salıncakta elini tutmaktan,
gökyüzüne yaklaştığında zıplamak derdi
ve toplamak havada tüm bulutların en güzellerini,
ki bahar daha üzerini giyene kadar,
Üsküdar at topluluğuna döner
ve geçen geçene kalmazlardan kalmayanlarla.
Derviş selamıyla girilen bahçelerden,
yenmemiş yemişlerin renklerini sürüp yüzüne,
şükre sarınıp sıkı sıkıya,
öyle öğle sonunu getirip,
akşamda aklını sıyırıp kaşık kaşık,
gece olunca da su sesine örtünmek dünyadan uzak.
Bir
İki
Üç
Tıp..
Gölge Sümer